1 Şubat 2017 Çarşamba

Bugün kendime izin veriyorum



Hani bazen elle tutulur gözle görülür bir sebep yoktur da, canın sıkkın olur ya. İşte o en zoru. Çünkü elinde somut bir sebep olsa, kızacaksın, bağıracaksın, belki bir arkadaşınla paylaşacaksın, belki de ağlayacaksın biraz rahatlayacaksın. Ama sözle ifade edebileceğin bir sebep yok ve canın sıkkın işte, keyfinde kaçık, bunu açıklaması en zor. Kime mi zor? kendine, etrafındakilere zor. Zaten kimsenin de seni anlamasını bekleme, anlamazlar seni, anlayamazlar.



Aslında belli bir sebep yoktur da birikmişler vardır, zamanında sümen altı ettiğin, önemsizleştirdiğin, görmezden geldiğin, belki bir söz, belki bir bakış, belkide yaşadığın bir olay kısacası kumbarana biriktirdiğin küçük ama can sıkıcı şeyler. Bir süre sonra kar topu gibi yumak haline gelip, kalbini sıkıştırmaya başlar. İşte o zamanda sebepsiz can sıkıntıları, sıkışmışlık hissi..


·         Mekan ruhunu sıkıyor sanarsın, değiştirirsin; olmaz,

·         En sevdiğin kitabı eline alırsın; ilk cümleyi 6. kere okurken yakalarsın kendini,

·         Kafanı dağıtacağını düşündüğün bir film koyarsın; film yarılanmış olur da sen bambaşka yerlerde gezindiğini anca farkedersin zihninde.

·         Toksundur ama buzdolabına gidip gidip tekrar yerine geri dönersin.

·         En sevdiklerine bile ilgi gösterecek isteği bulamazsın.

·         Instagram, facebook; bir süre sonra miden bulanır ekrana bakmaktan; yine sığamazsın hiç bir yere.


Sığamazsın.. 
Sığınamazsın işte..

Yani bir türlü olmaz bazen.


Evet şu an canım çok sıkılıyor, keyifsizim, tadım yok ve hiç bir şey yapmak istemiyorum. Açıklanacak sebepte yok. Evet öylece duracağım. Kimseyle de konuşasım yok, buluşasım yok, hatta gülesim bile yok. Bugün canım depresyonda olmak istiyor. Tamam kendime izin veriyorum bugün! Kaçmayacağım sıkıntılarımdan. Sıkkın canımla başbaşa kalacağım.