18 Ekim 2016 Salı

Daha dün annesinin kollarında yaşarken, şimdi okullu oldu sınıfları doldurdu


Sonbahar’a döndü mevsim..
Hazan mevsimi hüzün mevsimi, alır gider beni sarı rüzgarlarıyla sonbahar, kalbimi bir hüzün kaplar.

Bir yanda sonbaharın hüznü bir yanda  kızımın artık okullu olmasının hüznü ve endişesi...
acaba yemeğini yiyecek mi,
yeni kazanmış olduğu tuvalet eğitimi sekteye uğrayacak mı,
hala öğle uykusu var kreşte uyumayacak,
çok hasta olacak mı,
kreşe başlaması erken mi  oldu,
okulu ve arkadaşlarını sevecek mi?
Hazır mı?
Yabancılarla iletişim kurmuyor derdini anlatabilecek mi?
Kafamda bir sürü soru cevabını verebildiğim ama emin olamadığım.

Kızımın ilkokul, ortaokul, lise, üniversite diye devam edecek uzuun yıllarının başlangıcı, okul hayatına ilk adımı, toplumsal kurallarla tanışması, kendini bir topluluğa ilk kez ait hissedişi... kızım kreşe başlıyor, kızım hayatla tanışıyor.. 
Bizim içinde yeni bir dönem başlamış oldu böylece, kreş maceralarımızı buradan paylaşıyor olacağım ;) 


Bazı insanların hamurunda yoktur kötülük!



"Salıncakta uzandım öylece... Kıpırdamadan... Gökyüzüne baktım, sonra bulutlara... 
Zeytin ağacının üzerindeki zeytinlere ve dallarına konup kalkan minicik bir kuşa... 
Ne kadar da savunmasızdır o, kanatlarından başka taşıyanı yok onu diye düşündüm...
Sonra dedim ki kendi kendime; 'Bazen insan ne kadar savunmasız kalıp kırılmış olursa olsun, kötülük etmeyi bilemez, beceremez... 
Hamurunda kötülük yoktur çünkü! 
Kanatlarına verir yükünü, uçar gider!'