27 Ağustos 2018 Pazartesi

Aşk kurbanı gönül kuşları


Masalları ve hikayeleri çocukluğumdan beri çok severim. Birçoğu başta umutsuzluklar ve dertlerle başlar, ama sonu mutlaka mutlu biter. Yaşanan kötü olayları dinlerken bilirsin ki sonunda iyilik kazanacaktır. İyiliğin kötülüğe galip gelmesini düşünmek hem çok adaletli hem umut verici. Ama hayat işte masallarda anlatıldığı gibi değil çoğu zaman, her hikaye kötü başlayıp mutlu sonla tamamlanmıyor. Aşağıdaki hikayeyi okuduğumda da aynı şeyi hissettim. Keşke dedim mutlu son olsaydı. Masumiyet saf sevgi kazansaydı ama olmadı..

Şirin mi şirin bir yuvanın tatlı mı tatlı bir gönül kuşu. O kadar çok sevimli ve bir o kadar saf ve masum gönül kuşu..

İşte bu kadar masum sevgiye hasret bir gönül kuşu vakit geçirmek isteyen ve işin gırgırında olan bir vefasızın penceresine konar. Olayın şamatasında olan gırgırcı ev sahibi içeriye buyur eder. Kaçmak ister kaçamaz. Uçmak ister uçamaz. Sanki mıhlanıvermiştir yerine. Dua eder rabbine. Yalvarır. Bir çıkış kapısı arar. Önce sevimli sevimli yaklaşır balkondaki yabancı. Onu kafesleyinceye kadar her türlü şirinliği gösterir. Sevgi için açan yüreği, kalbinden söküp alarak onunla oynaşmaya başlar. Aklına gelen her türlü oyunu oynama derdindedir.. Kişisel arzu ve beklentilerinin kıvamına gelesiye kadar şefkatle okşar biçare kuşu ve sonra önce boğazlar ve tüylerini yolmaya başlar.. Bir lokmacık ettir derdi. Bir lokmacık et.. ve bir gönül kuşu de böyle yok olur gider.. Feryadını kimsecikler duymadan..

Bazen de sıkılasıya kadar bu oyununa devam eder ve kendine yeni bir oyuncak bulduğunda ya da oyuncağından sıkıldığında onu kenara atıverir.. Sonra onu nasıl camdan dışarıya salıveririm derdine düşer.. Sevmeye hasret garip kuş uçar uçar pencerenin önünde. 

Bahçesindeki dallarına konar şarkılar söyler, sevgisini haykırır ancak pencereyi açan ne bir sevgili vardır ne de soğuktan donmakta olan bedenini ısıtacak bir şefkat eli..

Gönül kuşlarından çok nadiri konduğu pencerede kendisine şefkat ellerini uzatan sevgiliye kavuşur. Ya hepsi yaralıdır ya da dertli. Bazen bir avcıya kurban gitmiştir bazen bir vefasıza. Bazen derin bir oyunda oyuncak oluvermiştir.. Öyleleri vardır ki düşmüştür bir kafese ne uçabilir gönül deryasına ne de dönebilir kendi dünyasına..

Her gönül kuşu ayrılırken yuvadan, bir kez daha düşünmeli olmadan yalancı aşklara kurban. Tekrar tekrar ölçüp biçmeli kanmadan sahte gülüşlere menfaat dolu cilvelere..