27.09.2012 tarihli yazım
Bu
haftanın başlığı da pek kötü, tuhaf oldu aslında, ama değiştirmeyeceğim.
İnsanımızın sürekli duyarsızlaştığı bu zamanda biraz daha dikkatli olması adına
ne de olsa yazım.
Geçen
hafta bahsettiğim üzere hamileliğimin 32. Haftasını da bitirmek üzereyim ve
inşallah bir sorun çıkmaz ise bayrama kadar çalışıp doğum iznine ayrılacağım.
Doğum tarihi artık epey yaklaştığından, bebek alışverişlerine başladım. Tüm yaz
çok sıcak geçince bu zamana kadar evden işe işten eve modundaydım. Toplum
arasına çok fazla karışmıyordum anlayacağınız. Bu alışverişler nedeniyle hem
daha fazla araba kullanmak durumunda kaldım hemde metro vb. ulaşım araçlarını.
İşte size toplumla olan diyaloglarımdan birkaç örnek :
Evim
metroya biraz uzak olduğundan, arabama biniyorum metroya yakın bir yere
parkedip, şehir merkezine metroyla gitmeyi tercih ediyorum. İşe gelip giderken de
arabayı kullanıyorum hala..
Arabaya
biniyorum, daha evin önünden ana yola çıkacağım, arabalar vızır vızır geçiyor,
biri de yol verelim demiyor herkesin işi var herkesin işi acele.. Neyse sabırla
bekliyorum birde arabalar önünden geçerken bekleyen kadın gördüler ya,
yavaşlayıp, pişmiş surat ifadesiyle baka baka geçiyor önümden. Kordon boyu.. Ya
sabır deyip çıkıyorum yola. Dört yol ağzındayım yine arabaların geçmesini
bekliyorum yola çıkacağım. Şoför arkadaşlar ben çıkmayayım diye kaç metre
uzaktayken daha bir hızlanıp, hatta korna, sellektör falan yapıp yol vermeme
telaşında. Tamam kardeşim sizde geçin.. Ben beklerim. Kasisin üzerinden
geçeceğim, her zamankinden daha yavaş daha dikkatli geçiyorum. Arabayı hoplatıp
taşıdığım değerlimi tehlikeye atmamalıyım. Daha kasisin ortasındayım
geçememişim arkamdan datttttt. Dur be kardeşim kasis geçiyoruz görüyorsun
işte.. bide yanımdan sinirli sinirli geçip el kol hareketi yapıyorlar. Bir iki
saniye sabır etmek bu kadar zor mu? Bu kadar mı hoşgörüsüz olduk. Arabadan
görülmediğini bile bile hamileyim ya daha bir hassasiyet daha bir duyarlılık,
nazik hareketler bekliyorum insanlardan. Arabaya dikkat arabada hamile var yazsam
faydası olurmu acaba? Hani belki ellerini vicdanına koyar, birazcık daha
duyarlı davranır insanımız diye..
Metro
yolculuğumdan; metroya biniyorum cumartesi ya herkesin işi var, yine acayip
kalabalık metro.. Tüm koltuklar dolmuş hem oğlanı hemde kendimi ayakta tutmaya
çalışarak ilerliyorum. Gençler takmış kulaklarına kulaklığı cep telefonundan
müzik dinliyor, bırakın göz temasını bakan, gören yok. Kadınların kucaklarında
ya torbalar ya çocukları. Yolcuların bazıları da uyuma taklidi yapıyor. Ya
sabır çekiyorum ilerlemeye devam ediyorum. Şeytan diyor tut kolundan kaldır şu
insanları kalk bakayım oradan o koltuk benim, o koltuğun önceliği hamile ve
yaşlıların senin yerin değil burası ben oturacağım de. Denilmiyor tabiki.
Neyseki koridorun sonunda birkaç boş koltuk kalmışta oturabiliyorum ama benim
bu halimle hareket halindeki metroda yürümem epey zor oluyor.
Şimdilik
bu kadar alışveriş maceralarımda bir dahaki sayıya kalsın. J
Oğluşumdan
: Umut okula devam ediyor, ancak
öğretmenini yoruyor. Hem bizleri hemde öğretmenini dinlemeyi, kurallara uymayı
reddediyor. Çabuk sıkılıyor, dikkati hemen farklı konulara kayabiliyor. Bebeğin
etkisi de oluyormu diye endişe duyuyoruz eşimle. Hem okula, hemde bebeğe alışma
sürecini sorunsuz atlamayı umuyoruz.
Ve
Umut’tan Anne İnci’de benim gibi mis gibi kokacak
mı? Tabiki oğlum. Hayır kokmayacak o altına yaptığından, hep pis pis kokacak.
Birde bebekken sevdiği ördekleri çıkardık yıkadık kardeşi için ama sonradan
vermekten vazgeçti, o zaten bebek oynamayı bilmiyorki bende kalsın şimdilik
bunlar dedi olayı bitirdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder