8 Haziran 2016 Çarşamba

Dikkat Hamile Var...



27.09.2012 tarihli yazım

Bu haftanın başlığı da pek kötü, tuhaf oldu aslında, ama değiştirmeyeceğim. İnsanımızın sürekli duyarsızlaştığı bu zamanda biraz daha dikkatli olması adına ne de olsa yazım.

Geçen hafta bahsettiğim üzere hamileliğimin 32. Haftasını da bitirmek üzereyim ve inşallah bir sorun çıkmaz ise bayrama kadar çalışıp doğum iznine ayrılacağım. Doğum tarihi artık epey yaklaştığından, bebek alışverişlerine başladım. Tüm yaz çok sıcak geçince bu zamana kadar evden işe işten eve modundaydım. Toplum arasına çok fazla karışmıyordum anlayacağınız. Bu alışverişler nedeniyle hem daha fazla araba kullanmak durumunda kaldım hemde metro vb. ulaşım araçlarını. İşte size toplumla olan diyaloglarımdan birkaç örnek :

Evim metroya biraz uzak olduğundan, arabama biniyorum metroya yakın bir yere parkedip, şehir merkezine metroyla gitmeyi tercih ediyorum. İşe gelip giderken de arabayı kullanıyorum hala..

Arabaya biniyorum, daha evin önünden ana yola çıkacağım, arabalar vızır vızır geçiyor, biri de yol verelim demiyor herkesin işi var herkesin işi acele.. Neyse sabırla bekliyorum birde arabalar önünden geçerken bekleyen kadın gördüler ya, yavaşlayıp, pişmiş surat ifadesiyle baka baka geçiyor önümden. Kordon boyu.. Ya sabır deyip çıkıyorum yola. Dört yol ağzındayım yine arabaların geçmesini bekliyorum yola çıkacağım. Şoför arkadaşlar ben çıkmayayım diye kaç metre uzaktayken daha bir hızlanıp, hatta korna, sellektör falan yapıp yol vermeme telaşında. Tamam kardeşim sizde geçin.. Ben beklerim. Kasisin üzerinden geçeceğim, her zamankinden daha yavaş daha dikkatli geçiyorum. Arabayı hoplatıp taşıdığım değerlimi tehlikeye atmamalıyım. Daha kasisin ortasındayım geçememişim arkamdan datttttt. Dur be kardeşim kasis geçiyoruz görüyorsun işte.. bide yanımdan sinirli sinirli geçip el kol hareketi yapıyorlar. Bir iki saniye sabır etmek bu kadar zor mu? Bu kadar mı hoşgörüsüz olduk. Arabadan görülmediğini bile bile hamileyim ya daha bir hassasiyet daha bir duyarlılık, nazik hareketler bekliyorum insanlardan. Arabaya dikkat arabada hamile var yazsam faydası olurmu acaba? Hani belki ellerini vicdanına koyar, birazcık daha duyarlı davranır insanımız diye..

Metro yolculuğumdan; metroya biniyorum cumartesi ya herkesin işi var, yine acayip kalabalık metro.. Tüm koltuklar dolmuş hem oğlanı hemde kendimi ayakta tutmaya çalışarak ilerliyorum. Gençler takmış kulaklarına kulaklığı cep telefonundan müzik dinliyor, bırakın göz temasını bakan, gören yok. Kadınların kucaklarında ya torbalar ya çocukları. Yolcuların bazıları da uyuma taklidi yapıyor. Ya sabır çekiyorum ilerlemeye devam ediyorum. Şeytan diyor tut kolundan kaldır şu insanları kalk bakayım oradan o koltuk benim, o koltuğun önceliği hamile ve yaşlıların senin yerin değil burası ben oturacağım de. Denilmiyor tabiki. Neyseki koridorun sonunda birkaç boş koltuk kalmışta oturabiliyorum ama benim bu halimle hareket halindeki metroda yürümem epey zor oluyor.

Şimdilik bu kadar alışveriş maceralarımda bir dahaki sayıya kalsın. J


Oğluşumdan : Umut okula devam ediyor, ancak öğretmenini yoruyor. Hem bizleri hemde öğretmenini dinlemeyi, kurallara uymayı reddediyor. Çabuk sıkılıyor, dikkati hemen farklı konulara kayabiliyor. Bebeğin etkisi de oluyormu diye endişe duyuyoruz eşimle. Hem okula, hemde bebeğe alışma sürecini sorunsuz atlamayı umuyoruz.
Ve Umut’tan Anne İnci’de benim gibi mis gibi kokacak mı? Tabiki oğlum. Hayır kokmayacak o altına yaptığından, hep pis pis kokacak. Birde bebekken sevdiği ördekleri çıkardık yıkadık kardeşi için ama sonradan vermekten vazgeçti, o zaten bebek oynamayı bilmiyorki bende kalsın şimdilik bunlar dedi olayı bitirdi. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder