13.11.2012 tarihli yazım
Hoşgeldin İnci..
Hoşgeldin evimize, hayatımıza, ailemize, iyi ki geldin, sefalar
getirdin.
Her hamilelik başkadır derler,
Her hamilelik gibi her doğumda başkaymış, şahsına münhasır bir
mucizeymiş. Benim ki de öyle oldu. İkinci kez anne olduğum için bu ayrımı daha
iyi yapabildim.
Miniğimizi beklemeye başladığımız zaman sevgililer günü ertesiydi.
Hatta işyerine gelen çiçekler çalışma arkadaşlarım tarafından sevgililer günü
için yorumlanırken, sadece biz biliyorduk minik sırrımızı, neyin kutlandığını.
Oğlumdaki hamileliğimle kıyasladığımda çokta sıkıntılı geçmedi aslında
hamileliğim, başta biraz korkuttu bizi küçüğüm ama sonrasında rutin bir
hamilelik geçirdim. Şeker yüksekliği ile trombosit düşüklüğünü, birde şişen
ayaklarım ile varis problemimi saymazsak ;). Bir anne için bebeği ile ilgili
bir tehlike yoksa, sağlıklı bir şekilde büyüyorsa hiç önemli olmuyor bu
sıkıntılar.
Dördüncü ayımıza geldiğimizde,
doktor kontrolümüze daha bir heyecanlı gittik. Bebeğimizin rengini öğrenecektik
pembiş mi maviş mi? Bir oğlum olduğundan belki, yada kız kardeşim, teyzem
olmadığından bir kızım olsun çok istiyordum. Ancak herşeyden önce her anne baba
gibi önce sağlıklı olmasını diliyordum. Önceki muayenelerimizde erken olmasına
rağmen doktorumuz erkeğe benzediğini de söylemişti. Doktorumuz size bir prenses
geliyor dediğinde inanamadım bir süre, doğru mu duymuştum acaba? Birkaç kez
sordum arka arkaya heyecanla, gözyaşlarıma da söz dinletemedim tabi. Bebeğim
minik bir kızdı. İsmi de hazırdı çoktan “İnci”. Oğlumda erkek ismi vardı aklımızda
kız ismi hiç düşünmemiştik, kızımda ise oğlan ismi yoktu aklımızda.. Erkek
deseydi doktorumuz isim arayışları başlayacaktı.
Sonraki
süreçte hiç üzmedi kızım beni hep heyecanla gittik doktor buluşmalarımıza. Doğumdan
sonra daha fazla birlikte olalım diye, işyerinde 37. Haftaya kadar çalıştık
kızımla. 30 Ekimde doğum iznine ayrıldım. Bir iki gün testlerim yapıldı. Doğum
sezeryan olacaktı ancak benim trombosit düşüklüğüm nedeniyle epidural mi spinal
mi yoksa genel anestezi mi olacağına karar verilemedi. Doğumun olduğu gün yine
test sonuçlarına göre karar verilecekti. 6.Kasım’daki kontrolümüzde doğum
tarihini öğrendik. 13.Kasım Salı günü dünyaya gelecekti kızımız.
Gelelim doğum hikayeme..
Doğumdan
bir gece önce annemde bizde kaldı, hiçbirimiz doğru dürüst uyuyamadık. Ertesi
gün erkenden kalktık, hastaneye gittik. Yatış işlemlerini yaptıktan sonra eşim
oğlumu okula götürdü, o telaşlı, heyecanlı ortamdan etkilensin istemedik.
Kardeşi doğunca alacağımıza söz verip okula gönderdik. Bana serum takıldı ve
kan alındı, trombosit değerlerimi beklemeye başladık. Tam bu sırada koridorda
doktorumun telaşlı sesini duydum. Saat 9 oldu asansörü bekleyemeyiz İlknur kalk
ameliyathaneye gidiyoruz. Gidelim gitmesine de nasıl olacaktı o? Hasta
bakıcılar beni apar topar kaldırdılar serumu ellerine aldılar, zor zahmet
ameliyathaneye indim. Meğer hasta servis asansörü bozulmuş servis çağırılmış
ama doktorum hasta kontrolleri de başlayacağı için beklemek istememiş. Bu da
bize sürpriz bir doğum anısı olarak kalmış oldu.
İkinci
doğumum olmasına rağmen yine aynı heyecan yine aynı kalp çarpıntısı ile indim
ameliyathaneye. Farklı olan tek şey ilk doğumdan tecrübe olduğu için şimdi ne
olacak korkusu olmuyor. İçinizdeki melekle birlikte giriyorsunuz ameliyathaneye
ama bir meleğiniz dışarıda kalıyor, o koyuyor insana çok, birinci ilk göz
ağrısı dışarıda kalıyor.. Ameliyathane küçük, yatak küçük, bir sürü insan
koşuşturuyor. Bende yine aynı hissizlik, aynı tevekkül aynı sabırlı bekleyiş. Anestezi
doktoru geldiğinde çoktan hazırlamışlardı beni. Trombosit seviyem yüz binin
altına düştüğünden epidural yapamayacaklarını söyledi önce. Uyutacağız seni
genel anestezi yada spinal olabilirsin dedi. Ben ilk doğumumu genel anestezi
olmuştum, bu doğumumda istemiyordum hiç, ilk doğumda hem çok zor ayılmıştım,
hemde uyanamamak korkusu oluşmuştu bende nedense.. Bu doğumumda uyanık olayım bebeğimi
ilk ben göreyim istiyordum. Gerçi bu heyecanlı halimle dayanabilecek miydim oda
ayrı bir yaman çelişkiydi. Spinal doğum ile ilgili de bilgim yoktu epidurali
araştırmıştım doğumdan önce ama spinali hiç konuşmamıştık. Ne olacaktı şimdi?
Anestezi doktoru hızla açıkladı. Spinal anestezi de doğum öncesinde belden
aşağıya iğne vuruyorlar, 1 dakika içinde belden aşağısı uyuşuyor ve hiç bir şey
hissetmiyorsun. Doğum yöntemine karar veremeyenlere faydası olabilir diye spinal
anestezi tecrübemi bir sonraki yazımda paylaşacağım.
Spinal
iğnem yapıldı ve ameliyat masasına yatırıldım. Anestezi doktoru ve asistanı
başımda beklerken doktorum geldi. Ben ameliyat ne zaman başlayacak diye en
sabırlı halimle beklerken, anestezi doktorunun elini tutuyordum. Keşke eşimde
ameliyathaneye gelmiş olsaydı. O an çok ihtiyacınız oluyor desteğe. Bende
anestezi doktoruna rica etmiştim, acaba elinizi tutabilirmiyim ;) diye.
Sağolsun oda beni çok destekledi, yatıştırdı. Henüz başlamadı bir iki deneme
yapılacak tamamen uyuşunca başlayacak ameliyat dedi. Sürekli bilgilendirdi. Ben
onunla konuşurken başladı mı acaba diye düşünürken, minicik bir bebek sesi duyuldu
eee eeee :) Meğer benim İnci tanem doğmuş bile. 13.Kasım.2013 Salı günü, saat
9:40’da dünyaya geldi kızım. Sarı saçları var
bu kızın güneş gibi bir kızın oldu dedi doktorum ve sordu göbek adını ne koyalım annesi.. Hiç
düşünmemiştim ki ben, hatta oğlumun göbek adı bile yok bende doktor da atlamışız.
Ayşe olsun dedim o an. Sonrası flu, ne ameliyathane, ne insanlar, ne zaman, her
yer pamuk gibi bembeyaz, her yer sadece kızım. İyi mi kızım, sağlıklı mı,
herşey yolunda mı, ne zaman görebilirim diye sordum, çocuk doktoru muayene
ettikten sonra, hemen yanıma getirdiler, bal kızımı. Mis gibi kokusunu içime
çekerken, yine gözyaşlarıma söz geçiremedim. Ve yeniden ikinci defa aşık oluş.
Bebeğimi ben gördükten sonra, odamıza babasına götürdüler. Benim dikişlerim
nedeniyle bir süre daha ameliyathanede kalmam gerekti. Bir an önce bitsin
istedim. Süreklide kızımı sordum, birde asansörü. Çünkü asansör yapılmadı ise
beni bir süre doğumhane katında bekleteceklerdi Bekleyebilir miydim, kesinlikle
hayır, isterim de isterim kızımı isterim. Neyseki asansör tamir edilmiş beni
bekletmeden odama çıkardılar. Odaya geldiğimde, şeker testi için karnının
doyurulması gerektiğinden, kızım halasının kucağında mama yemekle meşguldü,.
Ve iki kardeşin buluşma anı..
Unutulamayacak
en özel an bu olsa gerek.. Tarif edilemez, anlatılamaz bir duygu iki kuzum
birlikte. Önce bana koştu ilk yavrum iyi olduğumu görünce kardeşine yöneldi.
Nasıl ürkek, nasıl meraklı. İkinci yavrum nasıl küçücük kaldı abisinin
kucağında. Benim büyük kuzum ne ara büyümüş böyle. Uzun uzun baktı kardeşine
abisi, dokundu incitmekten korkar gibi hafif hafif. Çok güzelmiş benim kardeşim
annecim dedi. Gözyaşlarını bu sefer mutluluktan zaptetmek mümkün olmadı.
Hayatımıza
İkİNCİ yavrumuz katıldı. Mutluluğumuz katlandı. Hep iyi insanlarla
karşılaştırsın Allah yavrularımızı. İsteyen herkesin doğum mucizesini ve
anneliği yaşamasını dilerim.
Sevgiyle
kalın..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder