10 Mayıs 2016 Salı

Kendimi şanslı hissediyorum...



Google arama motorları içinde en çok kullandıklarımdan. Arama sayfasına girdiğimde, başlarda bana çokta anlamlı gelmeyen, aramak istediğim bilgiyi de bulmamda pek  yardımı olmayan bir buton var; “Kendimi şanslı hissediyorum”.
"Kendimi Şanslı Hissediyorum" butonu Google'a yılda 110 milyon dolara mal oluyormuş. Google'ın kurucularından Sergey Brin, katıldığı bir radyo programında, internet kullanıcılarının Google üzerinden yaptıkları aramalarda, "Kendimi Şanslı Hissediyorum" (I'm feeling lucky) butonunu yüzde birlik bir oranda kullandıklarını belirtmiş.

"Kendimi Şanslı Hissediyorum " butonuna tıklandığında, Google, kullanıcıyı direkt olarak ilk sırada yer alan arama sonucuna götürdüğü için bu yüzde birlik kesim, arama sonuçlarındaki reklamları görmüyor. Bu durum da şirkete yıllık tamı tamına 110 milyon dolara mal oluyormuş...
İşin bir diğer ilginç tarafı ise Google'ın, inanılmaz maliyetine karşın "Kendimi Şanslı Hissediyorum " butonunu kaldırmayı düşünmemesi...
Gerçekten ilginç değilmi…
İtiraf ediyorum, kişisel gelişim kitaplarının birçoğunun farklı sözcüklerle ve sonu gelmeyen yinelemelerle, sayfalar dolusu, pozitif ol-mutlu ol, iste-başar, iyi düşün-iyi ol ilkelerini açıkladığını bildiğim halde bu kitapları okumayı seviyorum. Google’un sayfasında yer alan bu üç kelimenin tüm bu kitaplarda yazan birçok konuyu özetlediğini düşünüyorum.
İstemenin gücüne de inanıyorum. İnsan ancak istedikleriyle vardır ve başarabilecekleri en çok istedikleri kadardır. Bu nedenle güne kendimi şanslı hissediyorum, yapabilirim, başarabilirim diye başlamak bana çok iyi geliyor.
Şu an düşünmekte olduklarınız, gelecekteki yaşantınızı oluşturmakta...
Üzerinde en çok düşündüğünüz ya da üzerine en çok odaklandığınız şey,
"HAYATINIZ" olarak karşınıza çıkacaktır.
Niye şanslı hissetmeyelim ki..            
Öte yandan sadece şansa güvenerek, hiç bir şey yapmadan başarılı olmayı Umut etmemiz de yanlış olur. İstemenin, düşünmenin yanında başarmak için çok çalışmak, kendini adamak gibi birçok etken daha gerekli. Ama ben bu etkenleri de  yazmaya devam edersem, bu yazı çok uzun bir yazı olacak ve kimse okumak istemeyecek. O yüzden şimdilik burada kesiyorum :)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder